"Bir medrese odası, bir derviş ve birkaç kaplumbağa, bir resmi
"Kaplumbağa Terbiyecisi" olarak adlandırmaya yetermi..? Resim ve isim,
derviş ve kıyafeti, ney ve kaplumbağa. Ressam neyi anlatmak istiyor, ne
mesaj vermeye çalışıyor temaşacılara? Kıyafetine bakılırsa ya devlet
erkanından yahut eşrafdan biri olsa gerek resmedilen. Peki derviş
sarığına, boynunda asılı olan maşasına ve sırtındaki "Fakir Çanağına" ne
demeli. Üsküdarda meftun Aziz Mahmut Hüdai (k.s) hazretlerinin hikayesi
de malumunuzdur. Hülasası şudur ki. Üftade (k.s) hazretlerinden ders
almak isteyen kadı Mahmud'a hazret üzeindeki kadı kıyafetiyle gidip
pazarda ciğer satmasını telkin eder. Kadı Mahmut bu vesile ile nefsini
terbiye eder ve halkın katındaki makamını Hakkın katında da yükseltmiş
olur. Kıssada olduğu gibi resimdeki sahsın nefis terbiyesinde olan bir
derviş olduğunu söylemek mümkündür. Sırtındaki "Fakir Çanağı" ise kapı
kapı dolaşıp ihtiyacı olmadığı halde yiyecek istemesi içindir. Olay
bunla da bitmez ve kendisine beş adet kaplumbağa teslim edilir ve
bunları terbiye etmesi istenilir. Kaplumbağalar sese karşı ne kadar
duyarlıdır bilinmez ama neyin nağmelerinden anlamadıkları kesindir.
Zorluk içinde zorluk. Lakin dervişimiz baş koymuşdur bir kere; ya
kaplumbağaları terbiye edecek ya da kendisi terbiye olacakdır. "
durdum da düşündüm tüm gece, bi insan neden kaplumbağaları terbiye etmek
istesindi; merakım. terbiye olan kaplumbağalardan n tür bi çıkarı
olabilirdi? böyle bi sektör mü vardı, bilmediğimiz. tablolaştığında
neredeyse bi servet edecek olması, dervişin bedenini örten o yangın
kırmızısı, odaya süzülen saman sarısı o ılık ışık...
araştırmak lazımdı. sadece bi tablo olmaktan uzak olduğunun ispatıydı bi
kaç önceki satırlardaki meraktan ötürü oluşan tespitlerim. daha ehl
insanların fikrine de danışmalıydı.
bence de tablonun sırrı gerçekten, dervişti; kaplumbağaları terbiye etme yolunda kendini terbiye eden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yiosa siz de yazın...
hatta yazmazsanız küserim, ciddiyim !